Öz-şefkat nedir?
Benlik bütünlüğüne ulaşma, özgünlük, otantik olma psikolojik iyi oluşun önemli göstergelerindendir. Bu özellikler bireyin sahici, samimi ve kendisi olduğunu gösterir. Peki benlik bütünlüğüne ulaşmış, mutlu ve huzurlu bir kişi farkında olarak ya da olmayarak kendine zarar verebilir mi? Mevcut olumlu ruh halini sekteye uğratabilir mi?
Yakın zamanda bir kitap okudum. Semih Uçar tarafından yazılmış bir kitap: “Kendimden Uzaklaşıyorum Sonra Tekrar Kendime Kavuşuyorum”.* Yazar kitapta, hayatıyla, deneyimleriyle ve öğrenmeyle ilgili samimi paylaşımlarda bulunmuş. “Kendimden uzaklaştığımı nasıl anlıyorum?” başlıklı yazısı ise kitapta en çok ilgimi çeken bölüm oldu. Uçar yazısına, “Bana kendini bir cümleyle anlat deseler, kendimden uzaklaşıyorum, sonra kendime kavuşmaya çalışıyorum, derim. Hayatım bundan ibaret; kendimden uzaklaşmak, sonra tekrar kendime dönmeye çalışmak” diye başlıyor. Kendinden nasıl uzaklaştığını ise şöyle özetliyor: “Ortada hiçbir şey yokken aklıma düşen birisine öfkelenerek, kızarak kendimden uzaklaşıyorum. Kendimi birilerine açıklama yaparken, açıklama yapma zorunda hissederek kendimden uzaklaşıyorum. Birilerini ya da bir şeyleri eleştirerek kendimden uzaklaşıyorum. Kendimi birileriyle kıyaslayarak kendimden uzaklaşıyorum. Kibirli davranarak kendimden uzaklaşıyorum. Kendimi bazen, hayatta bana en büyük kötülükleri yapmış hayatımın tiranlarıyla konuşurken buluyorum ve böylece kendimden uzaklaşıyorum. Övgü ve yergileri çok önemseyerek kendimden uzaklaşıyorum. İyi şeyleri es geçip, kötü olayları çok önemseyerek kendimden uzaklaşıyorum. Sabırsız davranarak kendimden uzaklaşıyorum. Büyüklük hayalleri kurarak kendimden uzaklaşıyorum.”
Yazıyı okuyunca bu tür düşünce ve davranışların hepimizde olduğunu ve bunların bizi sadece kendimizden uzaklaştırmadığını, aynı zamanda zehirlediğini de düşündüm. Yine bu haldeyken, bir bakıma özümüze yabancılaşıyoruz ve kendimizi sabote de ediyoruz. Pek çok farklı şekilde kendimizi zehirliyoruz ve sonrasında da “Ben neden mutlu olamıyorum?” diye soruyoruz. Erhan Özer, “İnsanların bu dünyaya bir geliş amacı var ve bu amaç da ruhsal tekâmüldür; olgun, kâmil insan olmaktır. Ruhsal olgunlaşma yolundan saptıysanız, sağlıklı ve huzurlu olma ihtimaliniz kalmaz” diyor. Bizi zehirleyen ve kendimizden uzaklaştıran bu olumsuzluklar, ruhsal gelişimimizi, kendini gerçekleştirme yolculuğumuzu ve mutluluğumuzu olumsuz yönde etkiliyor, bizi yolumuzdan saptırıyor.
Bu düşünceler içerisindeyken başka neler yaparak kendimizden uzaklaştığımızı ya da kendimizi zehirlediğimizi anlamaya çalıştım. Öfkelendiğimizde, gerçekleşmesi mümkün olmayan şeyler için kaygılandığımızda, kendimizi sevdirmek için rüşvet verdiğimizde, hırs yaptığımızda, yalan söylediğimizde, cimrilik yaptığımızda, küfürlü konuştuğumuzda, bir şeylerden şikâyet etmeye başladığımızda, duygularımıza yenilip haksızlık yaptığımızda, bedelini ödediğimiz halde geçmişe saplanıp kaldığımızda ve kıskançlık yaptığımızda kendimizden uzaklaştığımızı ve farkında olmayarak kendimizi zehirlediğimizi fark ettim.
Sizler neler yaparak kendinizden uzaklaşıyorsunuz? Yorumlar kısmında paylaşırsanız sevinirim.
Tayfun Doğan
Küçükyalı / 06.05.2023
*Uçar, S. (2022). Kendimden Uzaklaşıyorum Sonra Tekrar Kendime Kavuşuyorum. Nesil Yayınları, İstanbul.
Bir başkasıymış gibi davrandığımda, başka birisine benzemeye çalıştığımda, tüm kırgınlıklarıma rağmen hiçbir şey yokmuş gibi davrandığımda, memlekete her gittiğimde babam tarafından sevilmediğimi ve kınandığımı hissettiğimde, geçmişte yaptığım hatalar aklıma geldiğinde, kendimi ne kadar değersizleştirdiğimi farkettiğimde, insanlara çok öfkelenip kustuğumda, yapayalnız kaldığımı fark ettiğimde kendimden uzaklaşıyor ve koca bir boşlukta hissediyorum.
Çok güzel ifade etmişsiniz. Tespitler harika. Bu farkındalık düzeyine ulaşmak değişim açısından çok önemli. Kendi kendinizi nasıl mutsuz ettiğinizi fark etmiş bulunuyorsunuz.