Psikolojik İyi Oluş ve Şükran Duyma

şükran duyma

Pozitif psikolojinin ilgi çekici konularından birisi de “şükran duyma”dır. Türkçe bilimsel çalışmalarda şükran yerine “minnettarlık” ifadesi yaygın olarak kullanılsa da şükran duyma ya da şükretme gibi ifadeler daha anlaşılır görünmektedir. Ayrıca “minnettarlık” ifadesi “minnet etme”, borçlu hissetme gibi bir çağrışım yaptığından dolayı kişilerde olumsuz bir algıya da neden olabilmektedir.

Şükretmek, mutluluğa katkısı belirlenen ve bireylerin ruh hallerini ölçülebilecek şekilde değiştiren ve etkileyen bir etkendir. Şükretmenin özünde, bilme, farkına varma ve takdir etme vardır.

Mutlulukla ilgili araştırmalarda, bireylerin hayatlarındaki olumlu değişikliklere – onları mutlu eden olay ya da durumlara – bir süre sonra alıştıkları ve söz konusu olumlu etkenlerin artık mutluluğa olan etkisinin azaldığı ortaya konulmuştur. Yani bir eve sahip olmak ya da işinizde terfi etmek başlangıçta sizi çok mutlu edebilir. Ancak, aradan bir süre geçtiğinde bunlara sahip olmanın mutluluğunuz üzerindeki etkisi azalacaktır, bir nevi duyarsızlaşma gerçekleşecektir. Bu kısır döngüyü kırmanın en önemli yollarından biri şükrandır.

Şükran Duymanın Faydaları

Şükran duyma, kişilerin yaşamlarındaki olumlu şeyleri fark etmelerini sağlar. Allah bir kulunu sevindirmek isteyince, önce eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş. Eşek kaybolmadan önce sahibinin yaşamında etkisi belli belirsiz bir varlıktır. Bir bakıma sahibi eşeğe sahip olduğundan dolayı kendisini mutlu ya da mutsuz hissetmemektedir. Ne zaman ki kaybeder o zaman değerini anlar, tekrar bulduğunda ise mutlu olur. Şükretmek günlük yaşam kargaşası ve telaşesi içerisinde kaybettiğimiz ya da oralarda bir yerlerde duran ama fark etmediğimiz “eşeğimizin” önemini ve kıymetini anlamamızı sağlar. Dr. R. A. Emmons ve Dr. M. McCullough şükran konusunda araştırmalar yapan öncü psikolog ve bilim adamlarındandır. Gerçekleştirdikleri deneysel çalışmalarla şükreden kişilerin duygusal, fiziksel ve sosyal pek çok yarar elde ettiklerini ortaya koymuşlardır. Şükran duygusu içindeki insanların daha az hastalandıklarını, yaşam doyumlarının daha yüksek olduğunu ve geleceğe yönelik olarak daha umutlu olduklarını belirlemişlerdir.

Duygusal açıdan ise daha çok şükreden insanların sevinç, neşe ve iyimserlik gibi olumlu duyguları daha çok yaşadıklarını; kıskançlık, kin, öfke, nefret gibi olumsuz duyguları ise daha az yaşadıklarını bulmuşlardır. Dahası şükreden insanların stresle daha iyi baş edebildiklerini, hastalandıklarında daha çabuk iyileşebildiklerini ve daha sağlıklı olduklarını ortaya koymuşlardır.

Şükran Duygusu ve Ruh Sağlığı

Şükran duygusu sayesinde birey şu anda yeteri kadar güzel, olumlu ve iyi şeye sahip olduğunu fark eder. Şükran bireyin olumlu bir bakış açısı kazanmasına yardımcı olur, dikkatini olumlu etkenlere ve iyiliklere yönlendirir; yoksun olduğu ya da hoşuna gitmeyen şeylerden uzaklaştırır bu da bireyi üzüntü ve depresyona karşı koruyucu olur. Bunun dışında şükran duygusu içinde olma, psikolojik dayanıklılığı, iyimserliği, mutluluğu ve evlilik doyumunu artırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir, ağrıyla baş etmede ve somatik (bedensel) hastalıklarda yardımcı olur, uykuyu düzenler, depresif düşünceleri azaltır ve kişilerarası ilişkilerin gelişmesine yardımcı olur.

Şükran, yaşamın güzelliklerini fark etme ve takdir etmedir. Şükreden insanlar hayatlarındaki olumlu şeyleri ve hatta hayatın kendisini bir “armağan” olarak görür kendilerini ödüllendirilmiş hissederler. Büyük psikoterapist Irvin Yalom bu durumu şu şekilde ifade etmektedir: “Hayat bir armağandır. Alın, paketi açın, takdir edin, kullanın ve tadını çıkarın”.

Peki, neye ya da kime şükredeceğiz?

Aslında, yaşamdaki her şeye. Yani Allah’a, ailemize, keyifli anlarımıza, çevremizdeki insanlara, yakınlarımıza, kişisel güçlü özelliklerimize, sağlığımıza, yeteneklerimize, nefes alış verişimize, yemeklerimize, başkalarından gelen iyiliklere ve daha pek çok şeye. Yani hayatımızda bize normal gelen, sıradan gözüken, unuttuğumuz her şeye şükredebiliriz. Bununla ilgili olarak şükran günlüğü tutabiliriz. Haftada birkaç kez hayatımızdaki olumlu ve iyi gördüğümüz şeyleri yazmanın ruh sağlığına olumlu etkide bulunduğu pek çok çalışmada kanıtlanmıştır. Son olarak bu konuda daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler için, R. A. Emmons’un Türkçe’ye çevrilen Teşekkür Ederim: Mutluluğun Anahtarı Şükretmek kitabını okumalarını tavsiye edebiliriz.

Dr. Tayfun Doğan

www.tayfundogan.net

Related posts

Leave a Comment